•Bu kuramın ortaya attığı düşüncelerden birisi, örgütlerdeki eşbiçimliliktir.
•Toplumdaki kurumlara bakıldığında faaliyet gösteren örgütlerdeki yapısal, amaçsal, yönetimsel vb. benzeşmenin açıklanması ve sebeplerinin irdelenmesini içerir.
•Toplumdaki tarihsel süreç içerisinde ortaya çıkan örgüt gruplarının birbirleri ile etkileşerek meşru bir hüviyet kazanması da bu kapsamdadır.
•Kurumların oluşmasına ve uzun bir tarihsel süreçle ortaya çıkmasını inceleyen bu bakış açısında, aşağıdaki sosyolojik ve kültürel unsurların önemli bir rol oynadığı görülmektedir.
–Normlar –Değerler –Varsayımlar –İnançlar
•Yukarıda bahsedilen unsurların formel yapılarda dikte ettirdiği organizasyon biçimlerinin örgütlerde görülmesi söz konusudur.
YENİ KURUMSAL KURAMI KAVRAMLARI
ÖRGÜT
•Bu kuramda ifade edilen temel noktalardan birisi örgüt ile kurum arasında yapılan bir tanımlama farklılığıdır.
•Örgüt, bir oluşum olarak belirli bir amaç için bir araya gelen insanların oluşturduğu yapı olarak tanımlanabilir.
KURUM
•Kurum ise, toplumda davranışların bir motif olarak karşımıza çıkan ve bir kurallar yumağı ya da sistemi olarak tanımlanabilir.
•Bir toplumda aşağıda sosyal yapılara bu kuram perspektifinden kurum nazarıyla bakılabilmektedir:
–Aile / Evlilik , –Şirket , –Ordu, –Sözleşme , –Sigorta
•«Kurumlar, tanım gereği, sosyal hayatın dayanıklı özellikleridir ki sosyal sistemlere zaman ve mekana karşı katılık / dayanıklık sağlar.» (Scott, 2001)
•Geçen zamanın değiştirici etkisine ve farklılaşan mekanlara rağmen kimliğini ve fonksiyonunu devam ettiren kurallardır.
•Örgüt kuramı penceresinden bakıldığında, ticari şirketlerin, yasal organların (Mahkeme vs.), finansal işletmelerin bir kurum olarak tanımlanabileceği ve bu kurumların büyük oranda toplumun değerleri ile şekillenmiş olacağını anlamaktayız.
KURUMSALLAŞMA
•Toplumsal olarak belirli davranış motifleriyle tanımlanabilen prensipler/kurallar bütünü olarak tanımlanan bir kurumun, bu haline evirilmesine kadar geçen sürece kurumsallaşma denilmektedir.
•Örgütlerin toplumda belirli bir örgütsel alan oluşturarak, benzer örgütsel ya da sosyal özelliklerin ortaya çıkmasıyla belirli bir meşruiyet kazanması söz konusudur.
KURAMI ORTAYA ATAN TEMEL ARAŞTIRMALAR
•Kuramın ortaya çıkışında, karar verme mekanizmalarının verimlilik ve rasyonellik esasına dayalı olduğu teorilere ve yaklaşımlara tepkisi görülmektedir.
•Örgütsel yapılanma sürecinde, çevresel baskılardan veya yapılardan kaynaklanan uyarlamaların rasyonel bir süreç olarak işlediği ve rasyonel kararlara bina edildiği bakış açısından farklılaşmaktadır.
Meyer & Rowan (1977), DiMaggio & Powell (1983), ayrıca Powell & DiMaggio (1991) eserlerinde kurumsal kuramın işlendiği ve yukarıdaki meselelerin detaylandırıldığını görüyoruz.
YENİ KURUMSAL KURAMIN KONUMLANDIRILMASI
•Özellikle koşul bağımlılık perspektifinden ayrıldığı noktayı önemli bir husus olarak aşağıda zikrediyoruz:
•Koşul bağımlılıkta çevresel faktörler, örgütsel büyüklük, teknoloji gibi unsurların birbirleriyle olan etkileşimi ve uyumu göz önüne alınarak belirli bir yapı ortaya çıkmaktadır.
•Bu anlayışla, daha çok olması gereken yani normatif planda belirli önermeler ortaya çıkmaktadır.
•Yeni kurumsal kuramın öngördüğü yapı ise, toplumsal olarak örgütlerin kurumsallaşması sürecinde belirli ortak özellikler etrafında kümelenmesi söz konusudur.
•Bu kümelenme veya ortak dinamikleri paylaşan kurumsal yapılar sebebiyle, yeni kurulacak olan bir örgütün belirli bir örgütsel yapılanma izleyeceği ve sonrasında faaliyetleri ile benzer örgütsel biçimlere sahip olacağı ifade edilmiştir.
•Dolayısıyla, yeni kurumsal kuramın temel felsefesi, olanı ya da hali hazırdaki sosyal durumu tanımlamaya gayret etmektir.
•Bu kuramda, çevrenin belirleyici rolü olması bir yönüyle kabullenilmiş ancak vurgu örgütlenme ve yapılanmadaki değişim ve adaptasyonların sadece verimlilik ve rasyonellik doğrultusunda olmadığı noktasına tevcih edilmiştir.
•Özellikle kanunların zorunlu kıldığı örgütsel biçimin ya da profesyonel örgütlerin (mesleki kuruluşların) önerdiği yapılanmaların uygulanması örgütün bu çevresel mecburiyetlere verdiği cevaplar olarak gösterilebilir.
•Meşruiyet, toplumsal unsurlar çerçevesinde anlayışların belirli bir öznenin ya da eylemin doğruluğuna ilişkin ortaya koyduğu ve genel geçerliliği söz konusu olan bir algı olarak tanımlanabilir.
•Meşruiyet tanımlanırken bu algıdaki sınırlamaların önem arz ettiği görülmektedir. Çünkü toplumsal değerlerin kabul edeceği belirli bir örgütlenme, yapılanma çerçevesi verilmekte ve bunun dışındaki seçeneklerin olanaksızlığı ifade edilmektedir.
ÖRGÜTLERİN MEŞRUİYETİ
BİLİŞSEL MEŞRUİYET --àkanıksanmış kültürel yapılara
•Bir örnek üzerinden bilişsel meşruiyeti tanımlamaya çalışalım.
•Modern toplumlarda sağlık problemlerine cevap veren kurum «hastane» dir.
•Her bir hastanenin örgütlenmesinde, formal yapılanmasında gözlemlenen eşbiçimlilik ve benzerlik, bu kurumun artık yapılanmasında çok farklı bir örneğinin mümkün olmadığını gösteren bir meşruiyet kazandırmaktadır.
•Örgütsel yapı olarak, belirlenmiş bir hastane biçiminden radikal olarak faklı yapılanmalar toplum nazarında meşruiyet dışı olacaktır.
•En güçlü meşruiyet türü bilişsel meşruiyettir.
AHLAKİ MEŞRUİYET à değer yargılarına
•Bir kurumun içinde bulunduğu toplumun yargıları ile barışık olup olmadığı noktasındaki meşruiyetidir.
•Yapılan faaliyetlerin iyi ya da kötü olarak algılanması kurumun meşruiyetini değiştirebilir.
•Örneğin, bir işletmenin dışsallıkları olarak nitelendirilebilen çevreye veya sağlığa negatif etkileri kurumun ahlaki meşruiyetini değiştirebilir.
FAYDACI MEŞRUİYET àçıkarlara
•Bir örgütün faaliyetleri neticesinde ortaya koyacağı toplumsal katkının değerlendirilerek, belli kesimlerce fayda sağlanabileceği noktasında örgüte verilen meşruiyettir.
•Benzer şekilde, çok fayda sağlanamayacağı şeklinde değerlendirmeler yapılabilir ve dolayısıyla toplumda faydacı bir meşruiyeti olmayan bir örgütün toplumsal kabulü söz konusu olmayacaktır.
•Bir örgütün faaliyetleri ile bir yönüyle ilişkili olan, tüketicilerin, tedarikçilerin, sivil toplum örgütlerinin, mesleki kuruluşların, düzenleyici organların, yasal mekanizmaların oluşturduğu çevreyi örgütsel alan olarak tanımlayabiliriz.
•Aynı örgütsel alanda faaliyet gösteren örgütlerin de bu etmenler sebebiyle birbiri ile benzeşen biçimlerde yapılandıkları söylenmiştir.
•Bu benzeşmeler ve eşbiçimlilik netice itibarı ile toplumda meşruiyet kazandığı için bu örgüt topluluğundaki örgütler zamanla meşruiyeti olan biçimlere yönelir ve yeni katılan örgütler de kolaylık sağladığı sebebiyle meşru biçimlerde örgütlerini dizayn ederler.
ÖRGÜTSEL ALAN
•Bir örgütsel alanda faaliyet gösteren bir örgütlerin benzeşmeleri 3 farklı mekanizma ile gerçekleşebilir.
1.Zorlayıcı 2.Normatif 3.Taklitçi
ZORLAYICI
•Güçlü bir üreticinin tedarikçilerinden belirli sertifikalara haiz ürünler talep etmesi, bir örgüt için zorlayıcı bir mekanizmadır.
•Uyulmaması durumunda örgütsel faaliyetlerin akim kalması söz konusudur.
•Başka bir örnek olarak, belirli bir muhasebe standartlarının bir ülkede kullanılmasında gerekli insan kaynakları ve uzmanların istihdamı ile altyapının ve sistemin yapılanması gösterilebilir.
NORMATİF
•Son zamanlarda sanayi ve üretim faaliyetleri için kalite yönetiminin uygulanması gerektiği önem kazanmış ve işletmelerde bu tarz faaliyetlerin doğru olduğunu şeklinde bir inanç ortaya çıkmıştır.
•Olması gereken yönetim anlayışı içerisinde, kalite kontrolün, yalın üretimin, örgütsel başarı için gerekli olduğu düşüncesi olması gerekeni tanımlamıştır.
TAKLİTÇİ
•Bu mekanizmada esas olan belirsizlikle mücadelede, yaygın ve oturmuş örgütsel biçimin direkt olarak adapte edilmesi ve kurumsal çerçevedeki biçimlerin takip edilmesidir.
•Yüksek lisans (MBA) programlarında üniversitelerin belirli kalıpları takip ederek (örneğin Amerikan üniversiteleri programlarını) benzeşik bir örgütsel yapı ortaya çıktığı görülmüştür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder